Dilin kökeni, dilin ortaya çıkışını araştırma konusu yapan ve son yıllarda yoğun bir ilgi gören bilim alanı. Dilin kökeni özellikle 1950 sonrasında yaşanan büyük bilişsel devrim sonrasında çok daha merak edilir oldu. 1866 yılında Paris'te dilin kökeniyle ilgili araştırmaların yasaklanması önerisinde bulunulmuştu ancak 19. yüzyılda Darwin'in biyolojideki devrimi sonrasında canlılar gibi dillerin de kökeni ve çeşitlenmesi araştırılmaya başlandı. Daha öncesinde bilimsel olmayan anlatılar yaygındı:
“Çinlilerde, bir su kaplumbağası, sırtındaki çizgili şekillerde yazının sırrını taşıyarak imparatorun önüne gelip yazıyı öğretmiştir. Babillilerde, yarı balık yarı insan bir deniz canavarı, sudan karaya çıkarak kendilerine yazıyı öğretmiştir…Hintlerde, baş-tanrı Brahma, kendi görünüşlerinden birisi olan ve insan dilinin tanrısı sayılan Vâk aracılığı ile dünyayı ve içindeki varlıkları yaratmıştır. Mısırlılarda, baş-tanrı Ra, isteklerini, kendi dili ve habercisi saydığı tanrı Tôt aracılığı ile yerine getirmiştir…İbranilerde, tanrı yarattığı canlılara isim vermesi için Adem’i görevlendirir. Adem’in bütün canlıları çağırış şekillerine göre her birisinin ayrı bir ismi olur…Tufan’dan sonra, dünyada tek bir dil vardı. İnsanlar, Tanrı katına erişmek için Babil’de göğe doğru bir kule yapmaya başladılar. Tanrı o zaman insanların dilini karıştırıp hepsini dünyanın dört bucağına dağıttı.”
Avrupa'da da spekülasyona dayalı bazı görüşler dillendiriliyordu. Max Müller bu spekülatif varsayımları (Ding-dong, Bow-wow, Pooh-pooh, Ta-ta, Ye-he-ho) 19. yüzyılda derlemişti. Türkçeye "iş kuramı, yansıma kuramı, ünlem kuramı" gibi isimlerle çevrilen bu varsayımlar, bilimsel verilere dayanmayan sezgisel görüşlerdi. Dilin kökeni ve evrimi incelemeleri özellikle Noam Chomsky'nin 1950 sonrasındaki Evrensel Dilbilgisi (Üretken Dönüşümsel Dilbilgisi) teorisi sonrasında hız kazandı. Chomsky, dilin insana özgü olduğunu ve 100 bin yıl kadar önce tek bir mutasyonla ortaya çıktığını ileri sürdü. Ayrıca dilin kökeni ve evriminde doğal seçilimi yeterli bir açıklama olarak görmüyordu. Bu büyük bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Dil gibi kompleks bir yapının tek bir mutasyonla açıklanamayacağını öne süren pek çok araştırmacı, Chomsky'yi biyoloji, arkeoloji, genetik gibi farklı alanlardan gelen bulgularla eleştirdiler. Noam Chomsky de bu konudaki görüşlerini doğal seçilimle daha uyumlu bir şekilde açıklayan yayınlar yaptı. Bugün dilin kökeni konusunda şu karşıtlıklar devam etmektedir:
Dilin kökeni ve evrimi bugün disiplinler arası bir alan olarak gittikçe popüler bir nitelik kazanmıştır. Arkeolojiden, genetiğe pek çok bilim insanı bu alanda çalışmaktadır.
Caner Kerimoğlu, “Dilin Kökeni Arayışları I: Dilin Kökeniyle İlgili Akademik Tartışmalar”, Dil Araştırmaları, 18, 47-84, 2016.1
Caner Kerimoğlu, “Dilin Kökeni Arayışları II: FOXP2 Geni”. Dil Araştırmaları, 21, s. 35-50, 2017.2
Caner Kerimoğlu, “Dilin Kökeni Arayışları 3: Hayvan İletişimi-I”. Dil Araştırmaları, 23, s. 23-56, 2018. 3
Caner Kerimoğlu, “Dilin Kökeni Arayışları 3: Hayvan İletişimi-II”. Dil Araştırmaları, 24, s. 43-73, 2019. 4
Caner Kerimoğlu, “Dilin Kökeni Arayışları 4: Neandertallerin Dili Var mıydı?-I”. Dil Araştırmaları, 25, s. 7-53,
Orijinal kaynak: dilin kökeni. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page